Yakın bir zamanda birçok ülkenin en büyük problemlerinden birisi kıtlık olacakken ne yazık ki biz hala siyaset, ekonomi, dış güçler, iç bilmem neleri tartışmaktayız. Bu sırada ise geleceğimizi de oldukça hızlı şekilde tüketmekteyiz ve bunun farkında değiliz.
Birçok gölümüz ne yazık ki ya kurudu ya da kuruma tehlikesi altında ve biz hala suyu ısıtmak için litrelerce suyu boşa akıtıyor, dişlerimizi fırçalarken musluğu kapatmayarak çocuklarımızın geleceğini oldukça tehlikeli şekilde yok ediyoruz. Bu durumlar için herhangi bir önlem almazsak yakın bir gelecekte en büyük düşmanımız kuraklık olacak, bu yüzden bazı adımlar atmamız gerekiyor. Bu adımları kişisel olarak attığımızda hiçbir şeyi değiştiremiyoruz gibi gelse de kitlelere yayılması durumunda dünyayı mahvetmek yerine onu neredeyse hiçbir şey yapmadan koruyabiliriz. Peki bu durumu tersine çevirmek için neler yapabiliriz? Dilim döndüğünce klavyem bastığınca anlatayım.
Kişisel olarak alabileceğimiz bazı önlemler:
- Suyu ısıtmak için akıttığımız suyu depolamak: İçinde bulunduğumuz zamanda artık tüm evler doğalgaz ile ısıtmaya geçmekte ve kombi kullanımını mecbur kılmakta. Duşa girdiğimizde ise kombinin ısıttığı su banyoya ulaşana kadar en az 5 litre temiz su boşa gitmekte. Bu suyu boşa akıtmak yerine 1-2 adet 5 litrelik şişeye doldurup farklı yerlerde kullanarak oldukça büyük bir tasarruf sağlayabiliriz. Yazın her gün duş aldığımızı düşünürsek ayda en az 150-200 litrelik bir tasarruftan bahsediyorum. Eğer bu su 5 litrelik içme sularından karşılamış olsaydık aylık en az 300₺ gibi bir harcama yapmamız gerekirdi, bu durumda bu önlemi alırdınız değil mi? Çocuklarımızın geleceği aylık 300₺’den daha önemliyken aldığımız duş su faturasını fazla yükseltmediği için hiçbir önlem almıyoruz.
- Diş fırçalarken ya da tıraş olurken musluğu kapatmak. Diş fırçamızdaki macunu 1 damla su ile ıslattıktan sonra dişlerimizi fırçalarken suyu açık bırakmamak oldukça önemli, 1 dakikalık süreçte aslında akan su değil, geleceğimiz. Bunu hesap edin, aynı şekilde tıraş olurken kullanabileceğimiz küçük bir su kabı sayesinde jiletimizi sürekli olarak temizleyebiliriz. Ayrıca jileti yıkamıyorken suyu açık bırakmanın herhangi bir açıklaması varsa lütfen yorum kısmından belirtin, belirtemeyeceksiniz çünkü yok.
- Bulaşıkları elde yıkamamak: Bu konuda bilimsel veriler var elbet ama pek bildiğimi söyleyemem. Tek bildiğim bulaşıkları bulaşık makinesi yerine elde yıkadığımızda çok fazla suyu boşa akıttığımız yönünde. Bulaşık makinesi olmayan evlerde ise bulaşıkları yıkarken bulaşık musluk altında olmadığı süreçte musluğu kapatarak oldukça etkin bir tasarruf sağlayabiliriz.
- Araçlarımızı hortumla yıkamak yerine kova ya da benzinliklerdeki tazyikli su tabancalarıyla yıkamak: Evimizin önünde aracımızı yıkarken yıkamadığımız sürece hortumdan akan suyun haddi hesabı yok, bu su tamamen boşa akıyor. Aracımızı bir kova su yardımıyla iyice köpükledikten sonra hortumla hızlıca yıkayıp ardından kurulamaya geçebiliriz. Aracımızı fırçaladığımız sürede musluğu kapatmaya özen gösterebiliriz.
Okullarla alabileceğimiz önlemler:
- Şüphesiz ki eğitim kurumları bir ülkenin kaleleridir. Ağaç yaşken eğilir, ne ekersen onu biçersen gibi atasözleri de bunu oldukça net şekilde açıklar. Geleceği kurtarmak istiyorsak gelecektekileri şimdiden eğitmemiz gerekir, şuan okullarda nasıl bir eğitim veriliyor fazla bilgi sahibi olmasam da bizdeki gibi bir eğitim olmadığını düşünüyorum. Yeni nesil bomba gibi geliyor normalde ama bizimkiler biraz el bombası gibi sanki, bize ise atom bombaları lazım. Hareketleriyle, aksiyonlarıyla geleceği kökten değiştirebilecek bireyler olması gerekli. Bunu da en güzel eğitim kurumlarında başarabiliriz. Tüm derslerin yanında bir de hayatın gerçeklerine dair bir ders olmalı ve bu dersin için su tasarrufu ciddi şekilde anlatılmalı ve aktarılmalı. Bu da geleceği gerçekten etkileyecek bir yöntem olabilir.
Yerel yönetimlerin yapabilecekleri:
- Suyu en çok israf ettiğimiz yer şüphesiz ki evlerimizdir. Tüm evleri toplu halde ele aldığımızda ise yapılan israf gerçekten içler acısıdır. Bunun için yerel yönetimler bazı uygulamalarda bulunabilir. Bunlardan birisi şehirdeki neredeyse her eve akıllı (sensörlü) musluklar takmak olabilir. Her ev için 3 adet sensörlü musluk kurulumu ciddi oranda bir su tasarrufu sağlayacaktır. Halkımızın konuyu suistimal edip daha sonrasında bu muslukları satma girişiminde bulunması ise olması en muhtemel şeylerden, bu yüzden bir de denetim organı olması gerekiyor. Bu denetim organı için eve girmek şart değil, aylık tüketimde azalma olmaması durumunda yerinde kontrol uygulanabilir. (Düşününce ne kadar güzel bir aksiyon olur ama neyse hayallere dalmayalım, biz Japonya değiliz keza onlar bu konularda yeterince eğitimli oldukları için böyle aksiyonlara gerek duymuyorlar.
- Yerel yönetimlerin yapabileceği başka bir tasarruf yöntemi ise kota uygulaması olabilir. Bir ailenin ortalama aylık su giderini metreküp cinsinden belirleyip aşması durumunda faturalandırmada biraz daha fazla ödemesini sağlayabilir. Tabii ki gerçekten aylık su ortalamasını hesaplayarak, varın görün bizim yerel yönetimler daha fazla su tasarrufundan ziyade daha fazla para kazanmayı hedefleyeceği için herkes daha düşük su tüketimi yapsa da daha fazla fatura öder o yüzden biz bu topa hiç girmeyelim.
Bu yazı hızlı bir şekilde, sitede ilk metin girdisi oluşması için imla kuralları, paragraf bütünlüklerine dikkat edilmeyerek yazıldı. Anlayışınız için teşekkür ederim.